Dünya bir gezegen değildir. Dünya bir gök cismi değildir. Dünya evrenin zeminidir. Yeryüzü ile birinci kat gök arasında bizim uzay dediğimiz alan bulunur. Uzayın zemini, Evrenin zemini veya kainatın zemini, dünyadır.
Kuran-ı Kerim’de fussilet suresinde 9, 10, 11 ve 12. ayetlerde yaşadığımız alemin yaratılışı hakkında bilgi verilmektedir.
Fussilet suresi 9. Ayet;
قُلْ أَئِنَّكُمْ لَتَكْفُرُونَ بِالَّذِي خَلَقَ الْأَرْضَ فِي يَوْمَيْنِ وَتَجْعَلُونَ لَهُ أَندَادًا ذَلِكَ رَبُّ الْعَالَمِينَ
“ De ki: “Siz mi yeri iki günde yaratanı inkâr ediyor ve O’na ortaklar koşuyorsunuz? O, âlemlerin Rabbidir.”
Fussilet suresi 10. Ayet;
وَجَعَلَ فِيهَا رَوَاسِيَ مِن فَوْقِهَا وَبَارَكَ فِيهَا وَقَدَّرَ فِيهَا أَقْوَاتَهَا فِي أَرْبَعَةِ أَيَّامٍ سَوَاء لِّلسَّائِلِينَ
“ O, dört gün içinde, yeryüzünde yükselen sabit dağlar yarattı, orada bolluk ve bereket meydana getirdi ve orada rızık arayanların ihtiyaçlarına uygun olarak rızıklar takdir etti.”
Fussilet suresi 11. Ayet;
ثُمَّ اسْتَوَى إِلَى السَّمَاء وَهِيَ دُخَانٌ فَقَالَ لَهَا وَلِلْأَرْضِ اِئْتِيَا طَوْعًا أَوْ كَرْهًا قَالَتَا أَتَيْنَا طَائِعِينَ
“Sonra duman hâlinde bulunan göğe yöneldi; ona ve yeryüzüne, “İsteyerek veya istemeyerek gelin” dedi. İkisi de, “İsteyerek geldik” dediler.”
Fussilet suresi 12. Ayet;
فَقَضَاهُنَّ سَبْعَ سَمَاوَاتٍ فِي يَوْمَيْنِ وَأَوْحَى فِي كُلِّ سَمَاء أَمْرَهَا وَزَيَّنَّا السَّمَاء الدُّنْيَا بِمَصَابِيحَ وَحِفْظًا ذَلِكَ تَقْدِيرُ الْعَزِيزِ الْعَلِيمِ
“Böylece onları, iki günde yedi gök olarak yarattı ve her göğe kendi işini bildirdi. En yakın göğü kandillerle süsledik ve onu koruduk. İşte bu, mutlak güç sahibi ve hakkıyla bilen Allah’ın takdiridir.”
Fussilet suresinin 9, 10, 11 ve 12. ayetlerinde yaşadığımız alemin 6 günde yaratıldığı bildirilmiştir. Toplam 4 gün içinde yeryüzü yaratılmış olup, 2 gün içinde de 7 kat gök yaratılmıştır. En yakın gök olarak bahsedilen yer dünya semasıdır. Yani birinci kat gök ile yeryüzü arasında kalan alandır. Bu alana biz uzay deriz. Yeryüzü ile birinci kat gök arasında kalan bizim uzay dediğimiz alanda, güneş, ay, yıldızlar ve galaksiler bulunur.
Günümüz biliminin söylediğine göre, uzay sonsuz denebilecek kadar büyüktür. Ve içerisinde milyarlarca, trilyonlarca yıldız, galaksi ve gezegen bulunur. Dünya ise bu sonsuz büyüklükteki uzayda zerre hükmünde ufacık bir şeydir.
Allah-u Teala, bu ayetlere göre; milyarlarca gezegeni, yıldızı 2 günde yaratmış, ufacık gezegenimizi ise 4 günde yaratmış. Bu ne kadar da saçma, ne kadar da mantıksız değil mi? Zerre hükmünde dünya için 4 gün, sonsuz büyüklükteki uzayın içindeki milyarlarca yıldız ve gezegen için ise 2 gün.
Elbette ki bu ayetlerden dünyanın, aslında bir gezegen olmadığını, bir gök cismi olmadığımızı anlayabiliriz. Yeryüzünün önemi bu ayetlerden anlaşılmaktadır. Dünya sıradan bir gök cismi değildir. Evrenin zeminidir.
Hacc suresi 65. Ayet;
أَلَمْ تَرَ أَنَّ اللَّهَ سَخَّرَ لَكُم مَّا فِي الْأَرْضِ وَالْفُلْكَ تَجْرِي فِي الْبَحْرِ بِأَمْرِهِ وَيُمْسِكُ السَّمَاء أَن تَقَعَ عَلَى الْأَرْضِ إِلَّا بِإِذْنِهِ إِنَّ اللَّهَ بِالنَّاسِ لَرَؤُوفٌ رَّحِيمٌ
“Görmüyor musun ki, Allah bütün yerdekileri ve emri uyarınca denizde akıp gitmekte olan gemileri sizin hizmetinize vermiştir. İzni olmaksızın yerin üzerine düşmesin diye göğü O tutuyor. Şüphesiz ki Allah, insanlara karşı çok esirgeyici, çok merhametlidir.”
Hacc suresi 65. ayete göre; “izni olmaksızın yerin üzerine düşmesin diye göğü O tutuyor.” İfadesinden, yeryüzünün düz olduğu ve yeryüzünün evrenin zemini olduğu sonucuna varabiliriz. Çünkü Allah-u Teala gökteki (uzaydaki) tüm yıldızların gezegenlerin, izni olmadan yeryüzüne düşmesin diye kendisi tuttuğunu söylemektedir.
Dünya, uzayda ufacık bir şeydir. Allah göğü tutmayı bıraksa, sonsuz büyüklükteki uzaydaki yıldızlar, gezegenler, galaksiler nasıl dünyaya düşebilir? Bu mümkün değildir. Yıldızlar, gezegenler ve galaksilerin dünyanın üzerine düşebilmesi için yeryüzünün bir gezegen değil, evrenin zemini olması gerekmektedir.
Yukarıdaki ayetlerden dünyanın bir gezegen olmadığı sonucu çıkar. Dünyayı bir gök cismi olarak kabul etmek küfürdür. Çünkü Allah-u Teala hiçbir zaman yeryüzünü gök cismi olarak saymamıştır. Yeryüzünü her zaman göklerden ayrı tutmuştur. Kuran-ı Kerim’de gökler ve yer diyerek yeryüzü her zaman ayrı zikredilmiştir. Allah-u Teala gökleri ve yeri ayrı olarak zikrederken, dünya uzayda bir gezegendir, dünya bir gök cismidir diyerek, yeri ve göğü bir saymak Allah’a muhalif olmaktır.
Fussilet suresinde, gökler 2 günde yaratılır iken, yerin 4 günde yaratılması, Hacc suresinde göğü yerin üzerine düşmesin diye Allah’ın tuttuğunun bildirilmesi gibi açık ayetlerden yeryüzünün uzayın zemini olacak şekilde düz olduğu anlaşılmaktadır. Oysa dünyanın küre olduğunu söylemek, trilyonlarca galaksi içindeki trilyonlarca yıldızın çevresinde dönen katrilyonlarca gezegenden birinin de dünya olduğunu kabul etmek olur. Zerre hükmündeki dünyanın üzerine onca yıldızın düşmesi mümkün değildir. Bu ayetlerin anlamı dünyanın düz ve evrenin zemini olması halinde anlam kazanmaktadır.
Bilim adamlarının bu konudaki görüşleri yanlıştır. Uzay sonsuz değildir. Uzay çok büyük de değildir. Sınırları olan kapalı bir sistem içinde yaşamaktayız. Evrenin genişlediğine dair atılan iddialar doğru değildir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder