(okumayan kalmasın.)
Diyor ki; “bunu şeytan bile düşünemez!”.
Peki nedir o şeytanın bile düşünemeyeceği?
Soma faciasının bir sabotaj olması!
Böylece Gezi’nin yıldönümü yaklaşırken sokakların yeniden karıştırılmak istenmesi!
Beyefendi sanırsın ki uzayda yaşıyor.
Bu ülkede bu ihtimal, beşikteki bebeğin bile aklına gelir.
Amma, “Acaba sabotaj olabilir mi?” diye sormaya kalkarsan lafı ağzına tıkarlar. Dahası linç ederler, ediyorlar da.
Ne şeytanlığın kalır, ne bilmem nen.
Tek dertleri Erdoğan’ı “dövmek”!
Sabotaj olursa dövemeyecekler.
Vah ki vah!
17 Ağustos depreminde Veli Göçer’i hedef tahtasına oturtmuşlar, depremin faturasını sanki memleketteki tek müteahhit oymuş gibi kendisine kesmişlerdi.
Çünkü o gün işlerine öyle geliyordu.
Ne diyorlardı?
“Ucuza mal etmek, daha çok kazanmak için çimentodan, demirden çaldı”.
Peki ya Alp Gürkan!
Yo o masum!
Hatta o da bu facianın kurbanı.
Bak sen!
Koro halinde Alp Gürkan’ı kolluyorlar, koruyorlar.
Niye?
İşlerine öyle geliyor.
Merhum Ecevit, 17 Ağustos depreminin suni bir indüklemeyle Amerika yahut İsrail tarafından gerçekleştirilmiş olma ihtimalini aklına getirmişti.
Bunun bir sabotaj olup olmadığını araştırmıştı.
Peki ya bir gizli servis elemanının madenci kılığında içeriye girmiş olma ihtimali bundan daha mı zayıftır?
Komploculuk mudur?
Hele ki böyle bir coğrafyada.
Ve dahi böylesi günlerde.
Niçin bu ihtimali göz ardı edelim?
Ve sen niçin bu ihtimali göz ardı etmemiz için en üst perdeden saldırıyorsun?
Hadi, ikna olmayanlar için birkaç örnek daha vereyim.
Gazi olayları meçhul bir elin mahalledeki üç ayrı kahvehaneyi otomatik silahla rastgele taranmasıyla başladı.
Tarih 12 Mart’tı.
O gün bir Alevi dedesi öldü. 25 kişi de yaralandı.
28 Şubat darbesini hazırlayan süreç de başlamış oldu.
Bir başka 12 Mart’ta Berkin Elvan’ı hayata bağlayan fiş çekildi.
Gazi olaylarının yıldönümünde.
17 Aralık darbe girişiminin yaşandığı günlerde.
Peki ya 1 Mayıs 1977’de öldürülen 34 kişiye ne diyeceğiz?
Ya Sivas’a!
Maraş’ı, Çorum’u, Menemen’i unuttuk mu?
Ya Danıştay saldırısını.
Bu ülkede meçhul bir el;
ister adına Gladyo deyin ister Kontrgerilla, ister Ergenekon deyin ister Paralel karıştırmaya, öldürmeye devam ediyor.
O öldürdükçe sokak karışıyor, darbelere zemin hazırlanıyor.
Sen bu gerçeği benden daha iyi biliyorsun bilmesine de, senin de işine gelmiyor be koçum.
Çünkü senin de sicilin çok kabarık!
TURGAY GÜLER.
- Mayıs 17, 2014
Tek dertleri Erdoğan’ı “dövmek”!
Sabotaj olursa dövemeyecekler.
Vah ki vah!
17 Ağustos depreminde Veli Göçer’i hedef tahtasına oturtmuşlar, depremin faturasını sanki memleketteki tek müteahhit oymuş gibi kendisine kesmişlerdi.
Çünkü o gün işlerine öyle geliyordu.
Ne diyorlardı?
“Ucuza mal etmek, daha çok kazanmak için çimentodan, demirden çaldı”.
Peki ya Alp Gürkan!
Yo o masum!
Hatta o da bu facianın kurbanı.
Bak sen!
Koro halinde Alp Gürkan’ı kolluyorlar, koruyorlar.
Niye?
İşlerine öyle geliyor.
Merhum Ecevit, 17 Ağustos depreminin suni bir indüklemeyle Amerika yahut İsrail tarafından gerçekleştirilmiş olma ihtimalini aklına getirmişti.
Bunun bir sabotaj olup olmadığını araştırmıştı.
Peki ya bir gizli servis elemanının madenci kılığında içeriye girmiş olma ihtimali bundan daha mı zayıftır?
Komploculuk mudur?
Hele ki böyle bir coğrafyada.
Ve dahi böylesi günlerde.
Niçin bu ihtimali göz ardı edelim?
Ve sen niçin bu ihtimali göz ardı etmemiz için en üst perdeden saldırıyorsun?
Hadi, ikna olmayanlar için birkaç örnek daha vereyim.
Gazi olayları meçhul bir elin mahalledeki üç ayrı kahvehaneyi otomatik silahla rastgele taranmasıyla başladı.
Tarih 12 Mart’tı.
O gün bir Alevi dedesi öldü. 25 kişi de yaralandı.
28 Şubat darbesini hazırlayan süreç de başlamış oldu.
Bir başka 12 Mart’ta Berkin Elvan’ı hayata bağlayan fiş çekildi.
Gazi olaylarının yıldönümünde.
17 Aralık darbe girişiminin yaşandığı günlerde.
Peki ya 1 Mayıs 1977’de öldürülen 34 kişiye ne diyeceğiz?
Ya Sivas’a!
Maraş’ı, Çorum’u, Menemen’i unuttuk mu?
Ya Danıştay saldırısını.
Bu ülkede meçhul bir el;
ister adına Gladyo deyin ister Kontrgerilla, ister Ergenekon deyin ister Paralel karıştırmaya, öldürmeye devam ediyor.
O öldürdükçe sokak karışıyor, darbelere zemin hazırlanıyor.
Sen bu gerçeği benden daha iyi biliyorsun bilmesine de, senin de işine gelmiyor be koçum.
Çünkü senin de sicilin çok kabarık!
TURGAY GÜLER.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder